6 Aralık 2012 Perşembe

*YİTİK ANILAR

 
 
Dili olur mu
siyah beyaz fotoğrafların
sorma bana

sensen eğer
eski gümüş çerçeveden
gülümseyen yorgun bakışlarınla
bir de suskun anılarımızsa
yanı başındaki gölgeler

sevdiğimiz şarkıları söylersin
acemaşiran makamında
bildik kentin
dar sokaklarında

dansı olur mu
gök kuşaklı renklerin
sorma bana

sensen eğer
nisan yağmurlarından sonra
yitimsiz sevginin damlalarını
ıslak kirpiklerime taşıyan

gençlik kokulu eskimiş yollarda
bir de rüzgârların savuramadığı
yitmemiş anılar varsa
pembe düşlü yalnızlıklarımızda
aşk şarkıları ile tango yaparsın
vals yaparsın
ışıklı bir kentin
gölge düşmemiş
yalnız ve gizemli sokaklarında
tek başına



tohumu yeşerir mi
kıraçsa toprağı sevdanın
sorma bana

sensen eğer
dingin yaşamın
coşkun nehirlerinin
gözesini bulamayan
kör değnekli yaşamında

ne sevda rüzgârları yol gösterir
elinden kayıp giden
yitik anılarına
ne kartallar kanat çırpar
yosun tutmuş, kırık dökük
dağ yamaçlarına

mor çiçekli
deve dikeni ile yetinirsin
kocamış, kırlaşmış yaşamında…
 
 
Yıldız TÜMERDEM



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder