28 Haziran 2013 Cuma

*ATATÜRK'ÜN BALIKESİR HUTBESİ





"Ey millet, Allah birdir. Şanı büyüktür. "Allah'ın selâmeti, afiyeti ve hayrı üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz, Cenâb-ı Hak tarafından insanlara hakâyik-i diniyyeyi tebliğe me'mur rasûl olmuştur. Kanun-u Esâsîsi, cümlemizce malûmdur ki, Kur'anı Azumissandaki nusustur. İnsanlara feyz vermiş olan dinimiz, son dindir. Ekmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, hakikate tamamen tevâfuk ve tetâbuk ediyor. Eğer akla, mantığa, hakîkate tevâfuk etmemiş olsaydı, bununla diğer kavânin-i tabiiyye-i ilâhiyye beyninde tezad olması icab ederdi. Çünkü bilcümle kavanin-i kevniyyenin menbai Cenab-i Haktır.

Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber mesaisinde iki dâra, iki hâneye mâlik bulunuyordu. Biri kendi ikâmet eylediği hânesi, diğeri din işleriyle iştigal buyurduğu Allah'in evi idi. Kendi husûsi işlerini kendi evinde görür, âmmenin, ummetin hizmetini de Allah'ın evi olan câmi-i şerîf'te ru'yet eylerdi. Biz de hazret-i peygamber'in usûlune ikdida ederek, milletimize tealluk eden husus için şu Beytullah'ta toplandık. Şimdi Hazret-i Allah'ın huzurundayız. Bunu bana müyesser eden Balıkesir'in dindar ve kahraman insanlarına arz-i şükran ederim. Çok memnunum ve bu vesile ile büyük bir sevâba nâil olacağımı ümid ediyorum.

Efendiler, câmiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Her şeyden evvel itâat ve inkiyâd-i tâmme ile ibâdet, din ve dünya için neler yapılması lâzım geldiğini düşünmek için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferd başlı başına bir hizmet ifa etmelidir. İşte biz de burada din ve dünya için istiklâl ve istikbâlimiz için, bilhassa hâkimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım. Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşüncelerini anlamak istiyorum. Amal-i milliyye, irâde-i milliyye yalnız bir salisin düşüncesinden değil, bil'umum efrâd-i milletin arzularının, emellerinin muhassalasından ibârettir.

Binaenaleyh benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim."


METNİN BUGÜNKÜ TÜRKÇESİ

"Ey millet! Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selâmeti, sevgi ve iyiliği üzerinize olsun. Peygamber Efendimiz Hazretleri, Cenâb-i Hak tarafından insanlara dinî hakikatleri tebliğe memur edilmiş ve resul olmuştur. Temel nizami, hepimizin bildiği Kur'ân-ı Azimussan'daki açık ve kesin hükümlerdir.

İnsanlara maneví mutluluk vermiş olan dinimiz, son dindir, mükemmel dindir. Çünkü dinimiz; akla, mantığa ve gerçeklere tamamen uymakta ve uygun gelmektedir. Eğer akla, mantığa ve gerçeklere uymamış olsa idi bununla diğer ilâhî tabiat kanunları arasında birbirine zıtlık olması gerekirdi. Çünkü bütün tabiat kanunlarını yapan Cenab-ı Hak'tır.

Arkadaşlar! Cenab-ı Peygamber çalışmalarında iki yere, iki eve sahipti. Biri kendi evi, diğeri Allah'in evi idi. Millet işlerini Allah'ın evinde yapardı. Hazret-i peygamber'in mübarek yollarını takip ederek bu dakikada milletimize ve milletimizin şimdiki ve geleceğine ait konuları görüşmek maksadıyla bu kutsal yerde, Allah'ın huzurunda bulunuyoruz. Beni bu şerefe kavuşturan Balıkesir'in dindar ve kahraman insanlarıdır. Bundan dolayı çok memnunum. Bu vesile ile büyük bir sevaba nail olacağımı ümit ediyorum.

Efendiler! Camiler birbirimizin yüzüne bakmaksızın yatıp kalkmak için yapılmamıştır. Camiler, söylenenleri dinleme ve ibadet ile beraber din ve dünya için neler yapılması lazım geldiğini düşünmek, yani birbirimizin görüş ve düşüncelerini almak için yapılmıştır. Millet işlerinde her ferdin zihninin başlı başına faaliyette bulunması lâzımdır. İşte biz de burada din ve dünya için, geleceğimiz için her şeyden önce hakimiyetimiz için neler düşündüğümüzü meydana koyalım.

Ben yalnız kendi düşüncemi söylemek istemiyorum. Hepinizin düşüncelerini anlamak istiyorum. Millî emeller, millî irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, millet fertlerinin tamamının arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir. Bundan dolayı benden ne öğrenmek, ne sormak istiyorsanız serbestçe sormanızı rica ederim."

07 Şubat 1923 BALIKESIR - Zagnos Paşa Camii

25 Haziran 2013 Salı

*MÜHÜRLÜ KALPLERDE ÖLÜM VAKTİDİR VUSLAT


Mühürlü kalplerde ölüm vaktidir vuslat
Ay dan bir örtü,yıldız kaymalarında gözlerim..
Tut maviyi demiştin..Tut ; sevginin omuzlarına yaslan
Bak ! yaprakların koynunda rüzgâr çığlık çığlığa..
Çözülür mü saçlarım,keder son nefesini verir mi;
Biz çağıldarken uzaklardan ?..

Şah damarımdan ıska geçti sevdam
Koşar adım gitmelerim var benim..
Bu bildiğin hışım,say ki yıkım,ellerim talan..
Yorgunum..gönül hazan..gönül harman!..

Öznur ÖTGEN

22 Haziran 2013 Cumartesi

*ÖĞRENCİYE MEKTUP


Kolu kanadı yeni gelişen,
Güvercinlerimsiniz benim..
Bir gülümsemeniz için, yapabileceklerimi düşündükçe,
İçimin sızladığını hissettiğim..
Sabah gözlerimizi açtığımızda,
Karanlıklardan arındırılmış,
Aydınlık bir yerde olalım istiyorum,
Sizlerle birlikte..
Gökyüzü, gözleriniz kadar derin,
Toprak, yüreğiniz kadar sıcak olsun..
Ayrı geçen her günümüz için, bir ağaç dikelim,
Ruhumuzun renklerinden oluşan,
Gökkuşağının başladığı yere..
Hayatımız,
renkleriniz ile süslediğimiz ormanın içindeki,
Minik kulübemizde geçsin..
Gökyüzü, tahtamız
Bulutlar, tebeşirimiz olsun..
Yeni ufuklara doğru...
Tüm kötülüklerden yoksun,
kötüyü bilerek büyüyün istiyorum..
Hayatı öğrenmek için, incinmeniz gerektiğini bilsem de,
İncinmeyin istiyorum...
Siz, ben ve huzurumuz,
Mutluluğumuz..
Hepimiz..
Hep, birlikte olalım..
Pırıl pırıl yüreklerinizle,
Sevilmeyi bekleyen,
Anlaşılmayı isteyen,
İlgi bekleyen,
Çiçeklerimsiniz benim.
Yüzünüzün solmasını, asla kabullenemeyeceğim...
Kurduğunuz oyun bahçesinde öğrenin istiyorum, hayatı..
Bilerek,
Öğrenerek yaşayın..
Zaman zaman öğütlere yer verin
Hayatınızda..
Dinlemeyi bilin, istiyorum..
Öğrenin istiyorum,
Merhameti, anlayışı..
Küçük görmeyin kimseyi..
Öğretmeyi öğrenin..
İsteyin yardımlaşmayı..
Yere düşene elinizi uzatmayı, öğrenin,
Korkmayı öğrenin, kötülerden..
Yanlışı bilin..
Cesaret etmeyi,
Kendinize güvenmeyi öğrenin..
Paylaşmayı öğrenin,
Öğretin paylaşabilmeyi..
Sevginizi cömertçe paylaşın..
Saygı duyun..
Sizden büyüğe...
Ve
küçüğe..

Seren BARLAS

*YAŞAMAK ADINA


Tut ki, bahar
çiçek açmış bahçeler gonca gonca
bir taraftan güneş doğmuş ufuktan
bir taraftan,
kokular saçılmış yeryüzü cennetine
ne acı kalmış ne açlık
ne korku ne de düşmanlık
umutlar boy vermiş güne
alıp başını gitmiş karanlık

tut ki, sabah
güneş pırıl pırıl
kuşlar cıvıl cıvıl
tabiat renk renk
bir gülüş dudaklarda
bir sevinç
her tarafta bir senfoni
bir ahenk

sarmaş dolaş insanlar
bacı kardeş yan yana
bir türkü dillerinde
yarınlar adına
ne haksızlık ne sömürü
ne mahpusluk ne işkence
ne ayrılık ne de gurbetlik
bitmiş acılar
tükenmiş hasretlik

tut ki, aydınlık
gök mavi mi mavi
umutlar ak mı ak
ve sevda gönüllerde
kıpkızıl bir gül
adı yaşamak

N.CAN

14 Haziran 2013 Cuma

*ELİMDEN GELEN BU


Elimden gelen bu ben iki kişiyim
Çoğalmak neyse ne azalmak zor
Birisi seni her an bırakıp gittiğim
Öbürü kan gibi tutulmuş seviyor
Ağzındaki acı alnındaki çizgiyim
Gözlerine kirli bir bulut getirdim
Hiçbir sevinç aydınlığı onu silemiyor

Elimden gelen bu ben iki kişiyim
Birisi kapadığın kapılardan gitmiyor
Yağmur yağmaksa o güneş açmaksa o
Bir yerin üşüse onun sıcaklığı
Öbürü en içten çağrını işitmiyor
Alıp tutmaksa o basıp gitmekse o
Bakışları kıyısız deniz uzaklığı

Elimden gelen bu ben iki kişiyim
İkisi birden çıkmaya uğraşıyor
Bilmem ki hangisinden nasıl vazgeçeyim
Birisi yeni baştan serüvene başlamış
Öbürü silahında son mermiyi sıkıyor
Çoğalmak neyse ne azalmak zor

Attila İLHAN 

13 Haziran 2013 Perşembe

*SAVRULAN SOKAKLARINA ÖMRÜMÜN

güldükçe
gün
devrilir gözlerinin akşamına
gecedir, bir rüzgâr getirir ellerini
öperim... kimseler görmez

dallar ıslaktır ay ışığında

adın sonbahar yüzlü bir çocuk
ömrümün esrikliğine dolanır gelir
bu kentli akşamlar sanıktır, kanatır yokluğunu
sesin sessizliğimde çoğalır gelir

dallar ıslaktır ay ışığında

gitmen bildiği gibi konuşuyordu
bensiz...
belki bir kış güneşiydin kim bilir
belki kimselerin uğramadığı bir güz çınarı
kalakaldın tenhalığa
gölgesiz...

/ve şarkın kanayan bir gül gibi iner
savrulan sokaklarına ömrümün…/

Yılmaz ODABAŞI

6 Haziran 2013 Perşembe

*FAL

 
Sen karşıma, her özlediğim anda çıkarsın!
İzmir'de çıkar; Kars'da çıkar, Van'da çıkarsın...
Hiç böyle vefa görmedi alemde hakikat;
Yollar kapanır, sen yine fincanda çıkarsın!
 
 
Bekir Sıtkı ERDOĞAN

5 Haziran 2013 Çarşamba

*MİRAÇ KANDİLİ

Mubarek Miraç Kandili'nin tüm insanlığa barış, huzur,sağduyu ve
 kardeşlik duygularını yerleştirmesini dilerim.
C.B