Siz kurumayı bekleyen eski nehirlerdiniz,
Onlar karsuyu olup kavrulan kalbinize aktılar
Saçlarının dalgalarında savrulan bir çift sandal oluverdi gözleriniz,
Oysa onlar hep yere baktılar ….
Siz aç bebeklerdiniz,üveydi tüm sevgilileriniz
Onlar özlediğiniz kucaktılar,
Siz kördünüz oysa onlar
Pamuk kınlı keskin bıçaktılar...
Siz çizik çiziktiniz,güldükçe incelirdiniz,
Onlar tepeden tırnağa dudaktılar…
Siz koca koca adamlardınız,
Onlar; zamana inat nasıl da çocuk,nasıl da ufaktılar…
Sevmelere kıyamazdınız,nasılda kıskanırdınız,
Herkese haram,size haktılar ….
Siz bir tatlı söze bin acı ömür biçerdiniz
Oysa onlar severken cesur,beklerken korkaktılar...
Siz beklenmeyi dilerdiniz,gitmeye yeltenirdiniz
O an ıslak ıslak baktılar; üstelik çırılçıplaktılar...
Adları dilinizden düşmezdi artık
Tadınız kaçardı sofrada yoksalar,
Onlar aşınız,tuzunuz,balınızdılar
velhasıl damaktılar...
Siz bir kış gecesi sokağa bırakılmış evli barklı adamlardınız
Onlar hem sağanak hem sığınaktılar...
Siz elinize yüzünüze bulaştırırdınız ihanetlerinizi
Ama bilmezdi onları kimseler,
Balkonlarında salınan çarşafları gibi apaktılar...
Siz akıl sır erdiremezdiniz,herkese iç dökerdiniz
Onlar sadece sarmaşıklarla sırdaştılar,bu yüzden bu kadar kıvraktılar...
Siz gün be gün eridiniz,özledikçe inceldiniz
Onlar tövbekardılar ve şimdi size de yasaktılar...
Siz dağlara çıktınız,denizler aştınız
Unutamadınız
Döndünüz bir baktınız,
Onlar kalbi şaşan adamlara yeni kavşaktılar...
Artık o yumuşak bedenleriyle
Bir yabancıya yataktılar...
Siz kendinizi kemirdiniz,küfürbaz yeminler edindiniz
Oysa onlar hayalinizde hala,ak gelinliğe al duvaktılar...
Siz 'Kafiyeli Kadınlar' şiirinde çelimsiz bir özneydiniz
Onlarsa hep zengin uyaktılar...
Ah bilmediniz,
Siz hiç bilmediniz
Onlar ki onlar:
Sadakate uzak
Aşka tuzaktılar ….
Fatma AYDOĞDU
Onlar karsuyu olup kavrulan kalbinize aktılar
Saçlarının dalgalarında savrulan bir çift sandal oluverdi gözleriniz,
Oysa onlar hep yere baktılar ….
Siz aç bebeklerdiniz,üveydi tüm sevgilileriniz
Onlar özlediğiniz kucaktılar,
Siz kördünüz oysa onlar
Pamuk kınlı keskin bıçaktılar...
Siz çizik çiziktiniz,güldükçe incelirdiniz,
Onlar tepeden tırnağa dudaktılar…
Siz koca koca adamlardınız,
Onlar; zamana inat nasıl da çocuk,nasıl da ufaktılar…
Sevmelere kıyamazdınız,nasılda kıskanırdınız,
Herkese haram,size haktılar ….
Siz bir tatlı söze bin acı ömür biçerdiniz
Oysa onlar severken cesur,beklerken korkaktılar...
Siz beklenmeyi dilerdiniz,gitmeye yeltenirdiniz
O an ıslak ıslak baktılar; üstelik çırılçıplaktılar...
Adları dilinizden düşmezdi artık
Tadınız kaçardı sofrada yoksalar,
Onlar aşınız,tuzunuz,balınızdılar
velhasıl damaktılar...
Siz bir kış gecesi sokağa bırakılmış evli barklı adamlardınız
Onlar hem sağanak hem sığınaktılar...
Siz elinize yüzünüze bulaştırırdınız ihanetlerinizi
Ama bilmezdi onları kimseler,
Balkonlarında salınan çarşafları gibi apaktılar...
Siz akıl sır erdiremezdiniz,herkese iç dökerdiniz
Onlar sadece sarmaşıklarla sırdaştılar,bu yüzden bu kadar kıvraktılar...
Siz gün be gün eridiniz,özledikçe inceldiniz
Onlar tövbekardılar ve şimdi size de yasaktılar...
Siz dağlara çıktınız,denizler aştınız
Unutamadınız
Döndünüz bir baktınız,
Onlar kalbi şaşan adamlara yeni kavşaktılar...
Artık o yumuşak bedenleriyle
Bir yabancıya yataktılar...
Siz kendinizi kemirdiniz,küfürbaz yeminler edindiniz
Oysa onlar hayalinizde hala,ak gelinliğe al duvaktılar...
Siz 'Kafiyeli Kadınlar' şiirinde çelimsiz bir özneydiniz
Onlarsa hep zengin uyaktılar...
Ah bilmediniz,
Siz hiç bilmediniz
Onlar ki onlar:
Sadakate uzak
Aşka tuzaktılar ….
Fatma AYDOĞDU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder