6 Haziran 2012 Çarşamba

*BEN BİRAZ YAĞMUR, ÇOKÇA HÜZÜN OLURUM



yaz yıldızlarını kaydırırken geceleri
gar meyhanesinde arama beni
ben, biraz yağmur, çokça da hüzün olurum

el sallamalar biter, raylarda kalır sesim
sorarım sarhoş masalara
burda mı oturdu, şu çiçek onun muydu?

bir kadehe yaslanırım,
ıssızlaşır kalbim
ben, biraz yağmur, çokça da hüzün olurum

bir gülüşüm olsun isterdim,
az, birazda sesim
içlenirdim belki söylediğim türkülere ağlardım
ne bileyim, paylaşırdım belki de sizin vermediğiniz her şeyi
sahtesi çıkarılmış duygularınızı değil
tedavülden kalkmış geçmişi isterdim
tüyü bitmedik sevdalar için

bakmayın bana şimdi, mecnun olamıyorsam
Leylâ'nın suçunu infazına saydıkları içindir
Mecnun olamıyorsam
çokça söylenen seni seviyorum lardan korktuğum içindir

geçmişte bir bayram günüydü
hatırlamazsınız, bende kalan siyah beyaz resimler
ve hep aklımda radyo ajanslarının şaşmayan saatleri
dedem susun derdi,
susardık, bilmezdik kaç savaştan arta kalan duyguyla korktuğunu
ekmek bulmanın bahtiyarlığıyla gelirdi kahveden,
elinde yıpranmış iaşe karnesi
mutluyduk

geniş tatminsizlikler yaşıyoruz şimdi
mutluluk… illâki para, araba, ev, iş, eş, çocuk
sıralarsan eğer ardı ardına karneyle bile satılmıyor mutluluk
kuşlar bile kendi gribiyle vurulurken çağımızda
boşuna bu Donkişotluk
şimdi bu kahrolası boşluğa atsam kendimi
çoğaltmaz kedisinden kendimi
onun için
ben, biraz yağmur, çokça da hüzün olurum.


Tayfun IŞILDAR


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder